Türkiye’nin Gümrük Vergileri İndirme Zorunluluğu

“`html

Türkiye, yakında dört ülkeye yönelik gümrük vergilerini indirmeye zorlanabilir; üstelik bu durum karşılık talep edilmeden gerçekleşebilir…

Avrupa Birliği (AB) ile Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) arasında, 20 yıl süren müzakerelerin ardından geniş kapsamlı bir serbest ticaret anlaşması imzalandı.

Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay’dan oluşan MERCOSUR ile AB arasındaki ticaretin büyük bir kısmında gümrük vergilerinin kaldırılması bu anlaşma ile mümkün hale geliyor.

Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmalarından biri olarak değerlendirilen bu anlaşma, AB üyeleri tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girdiğinde, Gümrük Birliği’nde yer alan Türkiye’yi de doğrudan etkileyecek.

Gümrük Birliği çerçevesinde, AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları (STA), bu ülkelerden gelen ürünlerin Türkiye’ye gümrüksüz girişini sağlarken, Türkiye’nin bu ülkelere ihracatında gümrüklerin kaldırılmasını gerektirmiyor.

Bu durum, uzmanların belirttiği gibi, AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler için Türkiye ile yeni bir STA imzalamak konusunda motivasyonun düşük olması anlamına geliyor. Zira bu ülkeler, Türkiye’ye gümrük vergisiz olarak mal satma imkanına sahip olacaklar.

Gelişmiş ülkeler, örneğin Güney Kore, Türkiye ile stratejik ilişkilerini güçlendirmek için AB ile paralel bir STA imzalayabilse de, Meksika ve Cezayir gibi diğer ülkeler bunu tercih etmeyebilir.

Türkiye’nin ekonomisi, AB–MERCOSUR anlaşmasından nasıl etkilenecek? Bu konuda sektörlerin durumu ve uzman görüşlerini inceledik.

Türkiye’yi ne şekilde etkileyecek?

Bu alanda çalışan Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Tekçe, BBC Türkçe‘ye yaptığı açıklamada, bu anlaşmanın Türkiye üzerindeki etkisinin üç temel alanda olacağını belirtti:

‘Pamuk ve tekstil sektörü özellikle olumsuz etkilenebilir’

Prof. Tekçe, “AB ile MERCOSUR arasındaki bu ticari anlaşma, AB’nin bu bölgeden daha ucuz tarım ürünleri ithal etmesine olanak tanıyacak. Bu bağlamda, rekabetin artması ve MERCOSUR ülkelerinden ithal edilen tarımsal ve hayvansal ürünlerin fiyat avantajı, Türkiye’nin AB pazarındaki tarım ürünleri ihracatını olumsuz etkileyebilir” ifadelerini kullanıyor ve şöyle devam ediyor:

“Ayrıca, AB’nin bu bölgeden alacağı ucuz pamuk, Türkiye’nin pamuk üretimini ve bu alanda faaliyet gösteren tekstil sektörünü önemli ölçüde olumsuz etkileyebilir.”

Tekçe, böyle bir durumda tarım ve tekstil sektöründe rekabet gücü zayıf olan yerel üreticilerin desteklenmesinin şart olduğunu özellikle vurguluyor:

“AB pazarındaki paylarının korunabilmesi için sektördeki firmaların bu rekabet ortamına hızla adapte olmaları gerekecek.”

‘Rekabet avantajımızı kaybetme riski var’

AB’nin MERCOSUR’a ihraç ettiği ürünlerin %90’ından fazlasında gümrük vergilerinin kaldırılması öngörülüyor. Prof. Tekçe, “Özellikle otomotiv, giyim ve deri ayakkabı sektörlerinde %35’e kadar tarife indirimleri sağlanarak AB ihracatçılarına önemli avantajlar elde ettirilecek” diyerek şunları ekliyor:

“Önümüzdeki dönemde otomotiv, makineler, ilaçlar, bilgi ve iletişim teknolojileri ekipmanları, tekstil ürünleri, çikolata, alkollü içkiler ve şarap gibi alanlarda AB’nin MERCOSUR’a olan ihracatı oldukça artacak ve AB, bu bölgedeki etkisini daha da pekiştirecek.”

BBC Türkçe‘ye açıklamalarda bulunan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Türkiye’nin 2024’ün ilk 10 ayında MERCOSUR ile makine ticaretinde fazla verdiğini hatırlatarak “Pazara erişim konusunda eşit fırsatlara sahip olmadığımız bir senaryoda rekabet avantajımızı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz” şeklinde görüş bildirmiştir.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, bu anlaşmanın hem Türkiye hem de kimya sektörü için rekabeti artıracağını söylüyor. Gelişmeleri BBC Türkçe‘ye değerlendirirken, Türkiye’nin durumu takip etmesi ve kendini yeni koşullara hazırlaması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’nin iç pazarına etkileri

MERCOSUR ülkelerinin başlıca ihraç kalemlerinden biri tarım ürünleridir. Türkiye de 2024’ün ilk 10 ayında Brezilya’dan en fazla meyve, tohum ve yem ihracı gerçekleştirmiştir.

Ancak pamuk dışındaki tarım ürünleri Türkiye – AB Gümrük Birliği çerçevesinde kalmaya devam ettiği için, bu ürünler olası anlaşma etkilerinden korunuyor.

Sanayi ürünleri açısından ise durum biraz farklı. AB ile MERCOSUR arasında imzalanan anlaşma bazı sektörlerde gümrük vergilerinin 15 yıl içinde kademeli olarak kaldırılacağını öngörse de, Prof. Tekçe, otomotiv, makine, ilaç ve kimyasallar gibi sanayi alanlarında gümrüklerin derhal kaldırılmasının planlandığını belirtiyor:

“Böylece bu sektörler, MERCOSUR ülkelerinin güçlü rekabetiyle anında yüzleşmek durumunda kalacaklardır.”

“İç pazarda benzer bir risk söz konusu. Latin Amerika ülkeleri, ürünlerini AB üzerinden Türkiye’ye gümrüksüz bir şekilde satabilecekleri için, bu durum ülkemizin gümrük vergisi kaybı yaşamasına ve yerli üreticilerimizin rekabet gücünün azalmasına neden olabilir.”

“Türkiye’deki firmaların bu duruma karşı koyabilmesi için üretim maliyetlerini düşürmeleri, teknolojik yeniliklere yatırım yapmaları ve pazar dinamiklerini dikkatle analiz etmeleri gerekmektedir.”

Türkiye – MERCOSUR serbest ticaret anlaşması neden imzalanamadı? Mevcut durum nedir?

Aslında Türkiye ve MERCOSUR, 2008 yılında bir STA imzalamak için masaya oturdu. Ancak Ankara’daki ilk tur görüşmelerinin ardından 17 yıldır ikinci tur görüşmeler gerçekleştirilemedi.

Prof. Tekçe, “2008’de başlayan müzakerelerde, tarafların çıkarlarının örtüşmesinin oldukça az olması temel sorunlardan biriydi” diyor:

“MERCOSUR ülkeleri, özellikle tarım ürünlerinde güçlü bir konumda ve bu avantajlarını korumak istiyorlar. Türkiye ise sanayi ürünlerinde, özellikle otomotiv, beyaz eşya ve elektronik sektörlerinde rekabetçi bir yapı sergileyebilmekte.”

“MERCOSUR tarafı, sanayi ürünlerinde pazar açılımına sıcak bakmıyor, zira kendi yerli sanayilerini koruma gayretindeler. Türkiye’nin tarım tabelası benzer bir koruma anlayışına sahip olması, masada ilerleme kaydetmeyi zorlaştırıyor.”

“Buradaki ciddi sorun, AB, bir ülke veya blok ile anlaşma yaptıktan sonra, diğer taraftan Türkiye ile anlaşma yapma motivasyonunu kaybetmesidir.”

“Örneğin, MERCOSUR örneğinde bu ülkeler, AB pazarına erişim kazanmıştır. Ancak Gümrük Birliği nedeniyle Türkiye pazarına dolaylı olarak müracaat edebiliyorlar. Buna karşılık Türkiye, MERCOSUR pazarına erişimde benzer avantajları elde edemiyor.”

Sonuç olarak, Türkiye ve MERCOSUR arasındaki STA müzakerelerinin tıkanması büyük bir engelle karşı karşıyadır.

Türkiye’nin MERCOSUR ile STA imzalayamaması durumunda Türk firmalarının bu ülkelerde üretim tesisleri kurmaları, gümrük vergisi ödemelerinden kaçmalarını sağlayabilir. Ancak bu durum da Türkiye’deki üretim ve istihdamın başka bir ülkeye kaydırılması anlamına gelebilir.

Görüşmelerdeki tıkanma sebebi ve geleceğe dair sorularımızı MERCOSUR yetkililerine yönelttik, ancak yanıt almayı başaramadık.

Türkiye’nin Sao Paulo Ticaret Ateşeliği ise yoğun bir program nedeniyle mülakat talebimizi geri çevirdi.

BBC Türkçe‘ye bilgi veren Brezilya hükümetinden bir kaynak, Türkiye ile Brezilya arasında mevcut stratejik ortaklık ışığında ikili ticareti artırma potansiyelinin bulunduğunu ifade ederek, MERCOSUR – Türkiye müzakerelerinin bu hedefe katkıda bulunabileceğini belirtti:

“MERCOSUR, müzakerelerinde, kendi ekonomik çıkarlarını geliştirme, belirli sektörel imkanları iyileştirme ve ticari ortaklarına ekonomik fırsatlar yaratma arasında bir denge kurmayı hedeflemektedir.”

Aynı zamanda, Brezilyalı kaynak, bu sürecin MERCOSUR’un bütün üyelerinin onayını gerektirdiğini hatırlatmadı.

AB ile uzun süreli müzakerenin sona ermesi ile diğer STA müzakereleri konusunda da düzeni sağlamak istediklerini belirten kaynak, önceliklerinin EFTA (Norveç, İsviçre, İzlanda, Lihtenştayn) ve Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu ifade etti.

Bir diğer kritik nokta ise Gümrük Birliği’nin güncellenmesidir. Geçtiğimiz yaklaşık 30 yıl önce imzalanan Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye’nin AB’ye bir süre sonra katılımının gerçekleşeceği varsayımına dayanarak yapılmıştı. Ancak son 30 yılda, üyelik müzakerelerinin ilerlememesi, bu anlaşmayı Türkiye ile AB ticareti için temel bir unsur haline getirmiştir.

Prof. Tekçe, Gümrük Birliği’nin mevcut yapısının sağladığı faydaların artık sınıra dayandığını belirtiyor ve şu ifadelere yer veriyor:

“Dünya değişiyor, ticaret kuralları değişiyor. Biz hala 1996’dan kalan bir çerçeve ile ilerlemeye çalışıyoruz.”

Elbette, siyasi gerilimler Gümrük Birliği’nin güncellenmesi önündeki en büyük engellerden biridir. Ancak bu durum tamamen ekonomik bir mesele olduğunu da net bir şekilde vurgulamak gerekir: Ticari ilişkilerimizi günün koşullarına uydurmamız gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in 17 Aralık 2024 tarihlerindeki Ankara ziyareti esnasında Gümrük Birliği’nin güncellenmesini gündeme getirmişti.

AB Komisyonu, bu hususta Türkiye ile aynı görüşleri taşısa da, bazı üye ülkelerin müzakere için yetki vermekte zorlandığını belirtmiştir.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir