Dünyada turizm karşıtlığı yayılıyor: Evine dön… Açlık grevine başladılar

Posted by

Gazete; ‘11 Nisan’dan bu yana Avrupa, Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından “turizmin bir destinasyon veya bölümleri üzerindeki etkisinin, bölge sakinlerinin yaşam kalitesi ve/veya ziyaretçi deneyiminin kalitesi konusunda son derece olumsuz bir algı yaratması” olarak tanımlanan “aşırı turizme” karşı ilk açlık grevini kutluyor. Bu satırların yazıldığı sırada, İspanya’nın Atlantik Okyanusu’nda, Afrika kıyılarının kuzeybatısında yer alan yedi Kanarya Adası’nın en büyüğü olan Tenerife’nin altı sakininin öncülük ettiği, Avrupa’nın turizme karşı ilk açlık grevi 20. günündeydi. Adada on binlerce kişinin katıldığı gösteriler de düzenleniyor, ancak açlığın grevcilerin sağlığı üzerindeki etkisi şimdiden çok ciddi olmasına rağmen yetkililer pes etmiyor’ diye yazıyor.

İLGİLİ HABER:

Yeni nesil persona non grata: Evine dön turist adam… “İçkilerinize tükürüyoruz”Analiz

NÜFUS 900 BİN ADIM ATACAK YER YOK

Kanarya Adaları arasında Tenerife 900 bin nüfuslu bir ada. Geçen yıl tam 16 milyon turist gelmiş. Ve bu rakam ile en kalabalık ada olmuş. Turizm uzun zamandır burada ‘sürdürülemez‘ olarak nitelendiriliyor. Gazete ‘ İdari ve siyasi anlamda, Kanarya Adaları kendi hükümeti ve ülkenin geri kalanından daha düşük vergi oranlarıyla özerk bir İspanyol bölgesidir ve GSYİH’nın neredeyse yüzde 80’i başta turizm olmak üzere hizmet faaliyetlerinden oluşmaktadır’ diyor.

7 MİLYOR AVRO GELİR; DAHA NE İSTİYORSUNUZ

Novosti en fazla turistin İngiltere’ den geldiğini hatta burada ‘ikinci ev’ sıralamasında da ilk sırada yer aldığını belirtiyor. Yani İngilizlerin ikinci evi Tenerife Ada’sı. ‘Aşırı doz turizme’ karşı çıkanlara bu nedenle özellikle turistlerin ve burada yatırım yabancıların ‘bu kadar para geliyor daha ne istiyorsunuz’ diye kızdıkları gazetedeki haberde yer alıyor.

YABANCILAR BOŞ BİNA BIRAKMADI; 220 BİN YATAK

Kanarya Adaları Hükümeti Turizm Bakanı Jessica de Léon, bu sorunların etkili bir şekilde ele alınması için yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini söyleyerek topu Madrid’deki yetkililere attı, ancak “turizmin yerleşim alanlarına girerek bir konut krizine neden olduğunun” farkında olduğunu söyledi’ diye yazıyor Novosti. Yabancı şirketler adadaki tüm binaları satın alarak buraları kısa dönemli kiraya veriyor. Bunlarıda da Airnb ve Booking gibi internet sitelerinden yapıyor. Ve bu sistem iflas etmiş durumda ve çözümü mümkün görülmüyor. Ada’ da 220 bin yatak bulunduğu yazıda ifade ediliyor. Tenerife’de yabancı şirketler tüm binaları satın alarak daireleri kısa dönemli olarak kiraya veriyor ve herkes Airbnb ve Booking gibi internet platformlarının düzensiz çalışmasının çözülmesi zor bir sorun olduğu konusunda hemfikir. Otel grubu Coral Hotels’in genel müdürü Roberto Barreiro gazetecilere yaptığı açıklamada, özel konaklama tesislerinde 400 orta ölçekli otele eşdeğer 220.000 civarında yatak bulunduğunu söyledi. Bu da ortalama ölçekli 200 otel anlamına geliyor.

BELEDİYE BAŞKANI DEDİĞİN BÖYLE OLUR

‘Bizde olsa tersi olurdu’ diyeceğimiz tedbirler alınmış İspanya’ da. Gazete ‘İspanya’da turizm karşıtı ilk protestolar Covid-19 salgınına giden yıllarda, özellikle de eski belediye başkanı Ada Colau’nun iktidara geldikten sonra özel konaklamayı sınırlamak ve turist vergisini artırmak gibi önlemler almaya başladığı Katalan başkenti Barselona’da patlak verdi’ diyor. 2019’da 20 milyon turistin ziyaret ettiği Barselona’da 2015’ten 2023’e kadar görev yapan Belediye Başkanı Colau, tarihi merkezdeki alanların otele dönüştürülmesini yasakladı, yılda 50 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayacak olan uluslararası havalimanının genişletilmesine karşı çıktı ve kente kruvaziyer gemilerle gelen turistler için vergi getirdi. Araştırmaya göre, alınan tedbirler sonuç verdi.

TURİST SAYISI MAKUL SEVİYEYE GELDİ GELİR ARTTI

2023 yılında, 2019’un neredeyse yarısı kadar, 12 milyon turist gelirken, toplam turist harcamaları neredeyse yüzde 15 oranında arttı. Katalan yetkililer ayrıca Barselona’daki işçiler için geçici iş sözleşmelerinin sayısının yüzde 88,4’ten yüzde 54,7’ye düştüğünü bildirerek turizmi sınırlamaya yönelik tedbirlerin işçi hakları üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu göstermiştir.’ Novosti bu bilgileri verirken. Benzer tedbirlerin Katalan örneğinde yola çıkarak Tenerife’ de de uygulanması isteniyor.

SU SIKINTISI HAD SAFHADA

‘Plajlar kirlendi, trafik ve sağlık tesisleri ve atık yönetimi gibi altyapı çökmenin eşiğine geldi ve su sıkıntısı baş gösterdi’ diye yazıyor gazete.

İSPANYA; FAZLA TURİST GELMESİN DİYE SAHTE HABER ÜRETİLİYOR

Novosti’ ye göre Katalan örneği şimdi Kanarya Adaları sakinleri ve geçen yıl 85 milyon turist tarafından rekor düzeyde ziyaret edilen İspanya’nın diğer pek çok yeri tarafından da takip edilmeye karar verildi.’ Son aylarda, plajlarında “kayaların düşme tehlikesi” ya da “tehlikeli denizanası” gibi sahte uyarıların görüldüğü Balear Adaları ve “Burası eskiden benim evimdi” ve “Turistler evlerine dönüyor” mesajlarıyla donatılan Malaga dahil olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde bu tür eylemler kaydedildi.

İSPANYA VE VENEDİK; ÖRNEKLER VE SORUNLAR

San Sebastian şehri de turist gruplarındaki kişi sayısını sınırlayarak yangınla mücadele önlemleri alırken, Sevilla Plaza de España için giriş ücreti uygulamayı düşünüyor’ buinlar İspanya örnekleri. Bir de meşhur Venedik şehrinin ‘fazla turist’ önlemi var. Bu konuda gazete tarihe bir açılımı yapıyor; ‘Venedik de kısa bir süre önce giriş ücreti uygulamaya başlamıştı. 1950’lerden bu yana 120.000 kişi burasını terk etti. Tarihi merkezde şu anda 50.000’den az kişi yaşıyor. Ancak turizm merkezlerinde yaygın bir uygulama haline gelen biletlerin faturalandırılması, gerçekte yalnızca şehrin bütçesini doldurmaya yönelik ek bir metalaştırma önlemidir. Nüfus üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur. Aksine, Konut için Dayanışma Ağı adlı aktivist gruptan Susanna Polloni’nin de işaret ettiği gibi, kenti, sakinlerinin istemediği bir duruma daha da itiyor ve Venedik’in “müzeler kenti” imajını normalleştiriyor. Polloni ayrıca, giderek daha fazla sayıda harap ve rutubetli olmaları nedeniyle sağlık yetkilileri tarafından sağlıksız ilan edilen dairelerde yaşamak zorunda kalan insanları kabul ettiklerini iddia ediyor.

KÖYÜNE TURİST GİRMESİN DİYE ÇİT ÇEKENLER, ‘İNGİLİZ GELMESİN’ DİYENLER

Haberde yoğunluğun ve sorunların Akdeniz Bölgesi’nde olduğunu altı çiziliyor. ‘Bu başka ülkelerde olmuyor anlamına gelmiyor’ diye örnekler sıralanıyor; ‘Geçen yıl, yılda yaklaşık bir milyon turistin ziyaret ettiği Avusturya’nın Hallstatt köyü sakinleri, turistlerin selfie çektiği alana erişimi engellemek için kendileri bir çit dikti. Geçen yıl Amsterdam yetkilileri, özellikle İngiliz turistlerin gelmemesini isteyen benzeri görülmemiş bir kampanya yürüttü’

TURİST SAYISI ARTIYOR GİDİLEN DESTİNASYON AYNI

UNWTO verilerine göre, her yıl başka ülkeleri ziyaret edenlerin sayısı 2000 yılından bu yana iki kattan fazla artarak 674 milyondan 2019 yılında 1,4 milyara ulaştı. Bunların yarısı Avrupa’ya seyahat ediyor. BM kuruluşu bu yıl bu rakamın 1.8 milyara ulaşacağını ve ziyaretçilerin yüzde 80’inin destinasyonların sadece yüzde 10’una seyahat edeceğini öngörüyor.

TURİZM, MODERN SÖMÜRÜ MÜ?

Novosti’ deki yazıda ‘Düşük maliyetli havayolları ve online kısa dönemli ev kiralama sektörünün serbestleşmesi bu patlayıcı büyümenin ana itici güçleri olmuştur’ diye yazıyor. Çevresel, ekonomik, kentsel ve kültürel bozulma gözle görülür bir şekilde arttığını belirten gazete örnekleri sıralıyor; , Uyarılara rağmen yüzme kıyafetleriyle dolaştığı büyük bir Müslüman azınlığa sahip Bali adası, yerel okul çocuklarının gezilere katılmasının yasaklandığı Hawaii’ye kadar tüm popüler turistik destinasyonlarda görülebilir. Bu sorunlar yumağı içinde turizmin çok başka yerlere evrildiği ve o ‘masum’ tanımının dışına çıktığı iddia ediliyor yazıda; ‘ Sözde egzotik destinasyonlarda yerel halk, hizmet çalışanları dışında, fotoğrafları sosyal ağlarda paylaşılan nesnelere indirgenmekte ve giderek artan sayıda sosyolojik araştırma, modern turizmi, halkın sömürüldüğü ve turistin yerel ekonominin ‘kurtarıcısı’ olarak görüldüğü bir sömürgecilik biçimi olarak tanımlamaktadır’

ADINI KOYMUŞLAR; GURBETÇİ GÖÇMENLER

Turistler ülkeden ev alması bizde pek muteberdi. Akdeniz’ de portakal bahçelerinin Alman ve İngilizlere satılma hikayeleri vardır. Mesela bazı Akdeniz ilçelerinde kafelerde ‘İngiliz Lig Maçları’ izlenir. Gittiğinizde bizim ‘süper Lig’ yoktur. Tüm yemekler ‘onların ağız tadına uygun’ olur. Novosti İspanya’ da benzer sorunun fotoğrafını veriyor; ‘İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde emlak fiyatlarındaki artışta turizmin yanı sıra yabancılar tarafından satın alınan tatil evlerinin sayısındaki artış ve ‘dijital göçebelerin’ artan varlığı da etkili olmaktadır. Tinsa danışmanlık firması tarafından geçen yıl yapılan bir araştırma, İspanya genelinde dağ evi fiyatlarında bir önceki yıla göre yüzde 6,3’lük bir artış olduğunu, metrekare başına ortalama fiyatların Balear Adaları’nda 6.000 Avro, Tenerife’de ise 3.000 Avro’nun biraz altında olduğunu gösterdi. İstatistikler ayrıca geçen yıl her beş gayrimenkulden birinin, zengin Batı ülkelerinden gelen göçmenler olarak bilinen ve en çok İngilizlerin, ardından Almanların, İsveçlilerin, Hollandalıların ve Danimarkalıların yer aldığı ‘gurbetçiler’ tarafından satın alındığını gösteriyor’

BİZDE YABANCIYA ‘YETERKİ GELSİN’ DİYE EV VERİLİRKEN

Bu turizm olayının bir de ‘yabancı mülk satışı’ tarafı var. Bzide ‘400 bin dolara tüm aileye buyur’ deniliyordu. Yazıda bu konuda masaya yatırılmış; ‘Dijital göçebeler söz konusu olduğunda, geçtiğimiz Ocak ayında Başbakan Pedro Sanchez’in Sosyalist hükümeti, Avrupa Birliği dışından gelen ve en az 2,160 Avro aylık geliri olduğunu kanıtlayabilen yabancılar için bir yıllık çalışma vizesi getirdi. Öte yandan, emlak piyasasında artan fiyatlar ve spekülasyonlar nedeniyle hükümet, zengin yabancıların en az 500.000 avroluk bir “yatırım” karşılığında daimi oturma izni almalarına olanak tanıyan altın vizeleri kaldırmayı düşünüyor’

Kaynak: Novosti

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir